22 Ocak 2012 Pazar

Paralel Evrenler

Paralel Evrenler

Alternatif Evrenler




Şu anda bu yazıyı okumasaydınız acaba geleceğiniz nasıl değişirdi? Ya da belki böyle bir gelecekle yaşayan başka bir siz daha varsınız. Belki de geleceğiniz şu anda yaşanıyor.

Paralel evrenin ne olduğu ya da nasıl olduğu tartışıladursun, hala daha bize ne ifade ettiği tam olarak belirlenemedi. Ayrı bir zaman mı? Yoksa ayrı bir mekân mı? Ne olabileceği ve bize ne ifade edebileceği hakkında bir fikir verilebilir belki.

Paralel Evrenler kavramı, bugün bilimsel terimlerle açıkça bir şekilde tartışılabilmektedir. Bilim adamları içinde bulunduğumuz evrenin varlığını bir takım neden-sonuç bağıntılarıyla açıklayabiliyorlar.
Aslında bu açıklama, üç boyutlu uzayın tümüyle onun yapısını oluşturan fizik nesnelerden ibaret olduğu esasına dayanır.

Versailles Sarayı Zaman Kayması (Time Slips)

Ağustos 1901'de Versailles Sarayı'nda gezmekte olan iki hanımefendi (Charlotte Moberley ve Eleanor Jourdian) birden kendilerini ilginç kıyafetler giyen insanların içinde buldular. Burası yine Versailles Saray'ıydı fakat daha Trianon yoktu sarayın bahçesinde. Gördükleri aslında 1780'lerden başka bir şey değildi. Bunu ancak bir kaç dakika sonra geri döndüklerinde anlayabildiler. Aynı şekilde Anna Emanuel de 1974'te buna benzer bir olay yaşadı ve bu olanlar bilimsel bir şekilde açıklanmaya çalışılmadı ta ki günümüze kadar.



Kuantum 

Kuantum teorisinin de belirttiği gibi her şey göründüğü gibi olmayabilir. En güzel örneği ise atomların aynı anda birden fazla yerde bulunmasıdır. Peki atomların böyle bir özelliği varsa neden atomlardan oluşan insanların da böyle bir özelliği olmasın? Buna göre değişik evrenlerde değişik gerçekler yaşanabiliyor demektir.

Alternatif Evrenler





Elimizde bu bilgiler varken bir kaç olası sonuca varabiliriz:

Aynı zamanda, değişik mekanlarda, aynı hayatlar yaşanıyor olabilir,

Ayrı bir mekanda, aynı hayatların değişik zamanları yaşanıyor olabilir.

İlk olasılıktan çıkarılabilecek bir sonuç şu olacaktır

eğer ayrı evrenlerde aynı hayat yaşanıyor ise kabiliyetlerimiz doğuştan gelen şeyler değil de aslında sürekli öğrendiğimiz ama öğrendiğimizin farkında olmadığımız şeylerdir. İlaveten fobiler aslında mantıksız korkular değil, bazı hatırlamadığımız tecrübelerimiz sonucu doğal tepkilerimizdir. Genel olarak bu olasılık aslında içgüdüyü tamamıyla açıklamaktadır.

İkinci olasılık ise bize daha cazip sonuçlar sunmaktadır

Eğer yaşadığımız ve yaşayacağımız her an başka bir evrende yaşanıyorsa, zamanda yolculuk anlam kazanmaktadır. Versailles Time Slip bu olasılığın en kuvvetli örneğidir. Tek yapılması gereken ise bu alternatif evrenlerle bağlantı kurmaktır.


Solucan Delikleri

Solucan delikleri (Einstein-Rosen-Podolsky köprüleri olarak da bilinir) Einstein'ın rölativite kanununun bir sonucudur. Evrenin katlanarak belli noktalarda kesiştiğini ve bu “boğaz”lardan geçişin mümkün olduğunu savunur. Kesin olmamakla beraber, bu delikler vasıtasıyla zaman ve mekanlar arası yolculuk mümkündür Einstein'a göre.

Bu yolculukların aslında genel tanımı evrenler arası yolculuktur. Nasıl olabildiği açıklanamamıştır fakat olasılık dahilinde olduğu bilinmektedir. Böyle bir yolculuğun sonucunda ne ile karşılaşılabileceği de bilinmemektedir fakat alternatif evrenler arası bağlantının en cazip görünen yöntemidir.



VERSAY'DA ZAMAN YOLCULUĞU İNGİLİZ 2 ÖĞRETMENİN YAŞADIKLARI



Versay´da Zaman Yolculuğu



 Dikkatli olun, özellikle tarihi yerleri gezerken, siz de iki ingiliz öğretmeni gibi bir zaman çukuruna düşebilir ve yüzlerce yıl öncesine geri dönebilirsiniz, ya da belki de inanılmaz bir geleceğe... petit trianon olayı literatürün en çarpıcı olaylarındandır...

paris´e gitmek sıradan bir olay değildir, zira karşınızda çağın simgesi beto-metalik bir megapol yoktur, yüzlerce yıllık bir uygarlığın ta kendisini cap-canlı yaşarsınız, sanki loş bir sokak arasından kraliçe´nin silahşörlerinden birisi birden önünüze çıkıverecektir veya gizemli bir kafenin buram buram anı kokan kuytu bir köşesinde insanlığı biçimlendirecek düşüncelere dalmış bir silüet hala oturmaktadır. ya da, galya güzelliğini simgeleyen bir kadın romalılar´dan nazilere kadar uzanan bir direnişin isyankar bakışlarını gizleyerek, şarap kadehinin ardından arkanızda duran bir hayaleti süzmektedir. kısacası paris, aynen delhi, istanbul, bağdat, dublin veya roma gibi bir gizem ve nostalji demetidir. işte gizem denen sözcük de, konumuzun ta kendisi. paris´e gidince hele ilk gidiyorsanız ve zamanınız varsa versailles sarayı´nı görmeniz gereklidir. inanılmaz bir ihtişamla, varakların aralarında hala saklı olan entrika kokularının asaletle buluştuğu yerdir orası. gezerken ister istemez, kılığınızın değiştiğini ve davranışlarınızın etkilendiğini hissedersiniz.






bir saray gezisinin başlangıcı



günümüzden 101 yıl evvel, 1901 yılının ağustos ayında sıcak bir öğle sonrasında iki orta yaşlı ingiliz öğretmeni tatillerini geçirmek için geldikleri paris´ de versaılles´a gitmeye hazırlanıyorlardı. miss anne moberley ve miss eleanor jourdain tarihe meraklıydılar, kente geldikleri andan beri fransa´nın simgesi olan saray´a gitmeye can atıyorlardı. ne moberley, ne de jourdain daha sonra saray´ı gezip, aynalar salonu´na geçerlerken birazdan yaşayacakları olay yüzünden tarihe geçeceklerini akıllarından bile geçirmiyorlardı. salonun açık pencerelerinden çiçekli bahçeler içindeki .....

DEVAMI İÇİN TIKLA



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder