14 Kasım 2014 Cuma

Keltler ve Turkije (Türkiye)


2000 yıllarında Keltler anavatanları  olan Orta Avrupa’dan göç etmişlerdir, Çoğu İspanya Galya ve Britanya adalarına yerleşmiş diye bilgi alınır nette araştırıldığında..

Aytunç Altındal’ın videosunu izlerken alabildiğim kadarı ile Keltler ile ilgili önemli olan kısımları not aldım, videoyu yazının sonuna ekledim, benim not aldığım dakikalar 15:00 ve 39:00 zaman aralığıdır ..


KELTLER VE TURKİJE ( TÜRKİYE)

Keltler Türkiye için en önemli Halk topluluğudur , Dünya’ca ünlü Truva savaşları Kelt’lerin savaşlarıydı,

Anadolu ismi konmadan önce Galatea denen bu  bölgede  yaşayan insanlar Keltti, burası Anadolu nun göbeğiydi, Batıda Uşak, Aydın,Eskişehir, Doğuda Sivas, Şarkışla civarı  Aşağıda Toroslar ve yukarıda  Tonya Merzifon Samsun civarı, bu bölge Galatea  idi yani Kelt’lerin gelip devlet kurdukları yer ..

İ.Ö 700 lü yıllarda,Truva savaşlarından çok sonra, Keltler, İyonya denilen bu bölgeye geliyorlar, o zaman adı Anadolu falan değil, İyonya olarak geçiyor..

Keltler Galler’ den yola çıkıp Yunanistan üzerinden İyonya topraklarına geliyorlar , geldiklerinde buraya bir isim veriyorlar “Turkije” (j - y diye okunur) 

Kelt’lerin geldikleri yer olan Galler deki en önemli şehirleri ve aynı zamanda başkent’lerinin adı, Turkije yani Türkiye idi,   Keltler Türkiye’den gelip, buraya Türkiye’yi kurmak istiyorlardı,  kendi Turkije’lerini

Yani Türkiye adı, Türkler’den önce bu topraklarda kullanıldı ..

Peki Bu bilgi nereden alındı, Kelt’ler pagan dinine inanıyorlardı, pagan rahipleri vardı , yani Druid’ler, kadın ve erkek Druid rahipleri ve bu rahiplerin tuttukları Anallar yani Zabıtlar vardı, bu bilgiler o zabıtlardan alınmıştır ve bu belgeler halen vardır...

Not:   İngiltere kraliçesi baş Druid’dir kral ve kraliçelerin , en üst ünvanı Baş Druid rahibi ve rahibesidir


Druid’lerin Sembolü vardır, adına Golden Bough denir, yani Altındal, Aytunç hocanın soyadı buradan gelmektedir, Golden Bought yani altındal’ın günümüzdeki adı Ökseotu’dur .

Ökseotu Druid’lerin büyülerini törenlerini yaparken kullandıkları daldır


KELT’LERİN ALTIN SİKKESİ VE ÜZERİNDEKİ  LA İLAHE İLLALLAH YAZISI



7. Yüzyılda, islamiyetin hemen sonrasında, o dönemde İngiltere’nin en zengin kralı olan King Offa , Altın bir Sikke basıyor, bu altın sikkenin üstünde La İlahe İllallah yazıyor, parayı 180 derece çevrildiğinde Muhammeden Resullullah yazısı görünüyor .Bu ingiltere’deki ilk Müslüman etkisidir. Kral Müslümanlardan Tevratta bahsedildiği gibi Tanrılar olmadığını tek bir Tanrı olduğunun bilgisini öğreniyor

YERE BATAN SARNICI VE DRUİD’LER İÇİN ÖNEMİ DRUİD TÖRENLERİ

Pagan İnancı



Pagan Nedir? 

Eski zamanlarda, latince “paganus” kelimesinden gelen ve resmi roma devlet dininin dışındaki diğer politeist inançları tanımlamak için kullanılan aşağılayıcı bir terimdi. paganus “köylü, kaba” gibi anlamlara gelir. o zamanlar kullanılan daha sonra hristiyanların benimsediği heathen da kırlık alanlarda yaşayan anlamına gelir. 


Eski zamanlarda şehir hayatını benimsemeyip, kırlarda yaşayan, mevsimlerin döngüsünü kutlayan ve atalarının inançlarını yaşamaya devam eden insanlar için kullanılıyordu. daha sonraları hristiyanlar "pagan" ve "heathen" kelimelerini kafir anlamında, kendilerinden olmayan herkesi hatta müslümanları ve musevileri bile aşağılamak için kullanmışlardır. haçlı seferlerinde, istanbul’un yağmalanmasında hristiyanlar hep kendilerine karşı pagan düşmanlar olduğuna inanmışlardır.


 Günümüzde tek tanrılı ve kitaplı dinlere değil, doğa kökenli çok tanrılı dinlere inanan insanlar bu terimi gururla sahiplenirler. türkçe sözlüklerde karşılığının "putperest" olmasının bu terimi açıklamaya yetmeyeceği aşikardır.


Pagan inançları kabul etmiş kişiye denir, dolayısıyla "pagan" kelimesi hem Sıfat hem isim olarak kullanılır. yeterli bilgi olmadan yapılan yorumların tersine dinsizlik, ateizm ya da satanizm ile ilgisi yoktur, olmamıştır. yüzyıllardır süren hristiyan propagandalarının tersine, paganların cennet ve cehennem inançları olmadığı gibi, şeytan inançları da yoktur ve inanmadıklarına tapmaları da söz konusu olamaz.

 Paganların ruhban sınıfı yoktur, örgütlü bir din yapısı da yoktur bunun yerine çeşitli pagan inançlar vardır ve tanrı ve tanrıçaya ulaşmanın yolunun bir değil çeşitli olduğunu düşünürler. doğanın efendisi değil onun bir parçası olduğuna inanır ve tüm ruhani çabalar ile (meditasyon, dua, tapınma, ibadet, büyü, sihir, ritüel vs.) yaşadığımız dünya ve paganizmin temeli olan öte dünya ve tanrıça ile bütünleştiklerini düşünürler.


 Popüler kültürün coşmasıyla bir tüketim nesnesi gibi öne çıkmasına rağmen paganlar, inançlarının temeline inmeyi ve paylaşmayı tercih ediyorlar, inançlarında propaganda yapmak yoktur, zaten buna ihtiyaçları da yoktur çünkü mevsimlerin ve yaşamın sonsuz döngüsüne inanan paganlar kendi iç huzurlarına ulaşma çabasıyla yeterince meşguldur.


 Paganlar gizli örgütler ya da komplo teorilerini reddederler, bunun yerine ortak bilince ve paylaşıma inanırlar, mesih yoktur, gelip herkesi kurtaracak hızır da yoktur onlara göre, bu dünyanın ölümden sonrası için sınav olduğunu öne süren tek tanrılı dinlere karşı paganlar ölümden sonra yaşamaya ve tekrar doğmaya devam eden ruh ile herşeyin birbirini tamamladığı döngüsel bir inançlar sisteminde yer alırlar. paganların inancının temeli gaia, kutsal kitapları doğadır.





ESKİ ÇAĞLARDA PENTAGRAM'IN ANLAMI



 En eski pentagramlar taş devri mağaralarına kazınmış pürüzlü ve eğrili diyagramlardı.. Yıldız şeklinin bazı spiritüel anlamları olduğuna varılırken, erken çağ insanlarında bu beş köşeli sembol sadece bir bilinmez ve gizdi.

 Takip eden uygarlıklarda önemli anlamlar edindi kendine. Genellikle astronomik ve dinsel anlamlardı bunlar. Sümer yazıtlarında yön tayini için ve görünür beş gezegen için tanımlandı. Daha sonra Venüs’ün ve Tanrıçanın sembolü oldu.

 Antik yunanlı matematikçi ve filozof Pisagor’a göre 5 insanın rakamıydı. Antik Yunan’da vücut ve ruh 5 katlı bölümden oluşuyordu. Pisagor’a göre, pentagramın 5 köşesi insanı oluşturan 5 elementi işaret ediyordu. Ateş, su, hava, toprak ve esir yada eter denilen plazma enerjisi. Pisagorcular pentagramın sağlık tanrıçası Hygeia (hijyen kelimesi buradan gelir) tarafından kutsandığına inanırlardı. (bu kelime antik yunanca su, toprak, ruh, ateş ve hava kelimelerinin baş harflerinden oluşuyordu.)



 DA VİNCİ KİTABINDAN PENTAGRAM  İLE İLGİLİ KISIM



13 Kasım 2014 Perşembe

Majestic Belgeleri ( MJ-12)


MAJESTIC 12 BELGESİ – 1

Sayfa 1/1

Bu belgede yer alan bilgiler ÇOK GİZLİ olarak sınıflandırılmıştır ve sadece bilgi kaynağı tarafından duyurulabilir. Yalnızca MJ12, Aquarius Projesi hakkındaki bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. Onun dışında Ordu da dahil olmak üzere hiçbir hükümet biriminin bu brifingte yer alan bilgilere ulaşım hakkı bulunmamaktadır. Aquarius Projesi hakkındaki bilgilerin sadece iki kopyası bulunmaktadır ve projenin uygulandığı yer sadece MJ12 tarafından bilinmektedir. Bu belge brifingten sonra yok edilecektir.

Sayfa 1/9 (TS/ORCON) (PAROLA: DANS) Aquarius Projesi, ABD’nin tanımlanamayan uçan cisimler (UFO) ve tanımlanabilen dünya-dışı araçlar (IAC) hakkında yürüttüğü soruşturmanın başından itibaren toplanan 16 ciltlik belgelenmiş bilgiyi içermektedir. Proje birimi 1953 yılında, Başkan Eisenhower’ın emriyle, Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) ve Majestic 12 (MJ12)’nin denetimi altında kurulmuştur. 1966 yılında projenin ismi Gleem’den Aquarius’a çevirilmiştir. Projenin finansmanı CIA’in gizli fonlarından sağlanmıştır. Proje ilk başta GİZLİ olarak sınıflandırılmış, Aralık 1969’da Blue Book Projesi’ne son verilmesinin ardından da şu anki gizlilik sınıfına alınmıştır.


 Aquarius Projesi’nin amacı UFO/IAC gözlemleri ve uzaylı yaşam formlarıyla temas hakkında tüm bilimsel, teknolojik, tıbbi bilgiyi ve istihbarat bilgilerini

toplamaktı. Toplanan bu bilgiler ABD Uzay Programı’nı geliştirmek amacıyla kullanılmıştır.
Aşağıda sunulan brifing, ABD Hükümeti’nin hava olayları, ele geçirilen uzay araçları ve dünya-dışı yaşam formlarıyla temas konulu
araştırmasına ilişkin resmi bir kayıttır


MAJESTIC 12 BELGESİ – 2

Sayfa 2/9 Haziran 1947’de Washington eyaletindeki Cascade dağları üzerinde uçan sivil bir pilot havada daha sonra UFO olarak adlandırılacak olan 9 uçan disk gözlemledi. Dönemin Hava Kuvvetleri Teknik İstihbarat Merkezi Komutanı hemen konuyla ilgili bir soruşturma başlatılmasını emretti ve ABD’nin UFO araştırmaları resmen başladı. 1947 yılında dünya-dışı kaynaklı bir uçan araç New Mexico Çölü’ne düştü. Araç Ordu tarafından bulundu ve enkazda dört uzaylı bedeni ele geçirildi. Bu uzaylıların insanlara benzemeyen yaratıklar olduğu tespit edildi.


1949 yılının sonlarına doğru, bir başka uzaylı aracı daha ABD’ye düştü ve Ordu tarafından ele geçirildi. Aracın uzaylı mürettebatından biri kazadan kurtulmuştu. Kurtulan uzaylı erkekti ve kendisine dünya-dışı biyolojik varlık anlamına gelen EBE adını vermekteydi. Uzaylı, New Mexico’daki askeri istihbarat personeli tarafından titizlikle sorgulandı ve kullandığı dil resimli grafikler yoluyla tercüme edildi. 


12 Kasım 2014 Çarşamba

Rusya FSB Pop ikonu Michael Jackson 'a suikast yapıldığını bildiriyor


26 Haziran 2009 - Sorcha Faal

FSB kaynakları, Amerikan pop ikonu Michael Jackson’un ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının suikasti ile öldürüldüğünü bildiriyor. Rus Ordusunun Kosmos 2450 uydusunun aktardığı verilerin incelenmesinden sonra, müzik yıldızının ölümünden hemen önce pop yıldızının evinin “tam koordinatları”na ABD’nin EMR silahları modelinde elektromanyetik titreşim gönderdiği bildiriliyor. ABD bunu eski Sovyetler Birliğinden ele geçirmişti.

Eski Sovyetler Birliği araştırmasına dayanan, bu tür suikastlerde kullanılan ABD Askeri – Sanayi Kompleksi tarafından mükemmelleştirilen teknoloji türüne dair, ‘İnsan Hakları Suistimaline Karşı Vatandaşlar’ın başkanı Cheryl Welsh’ın 2001’de yazdığı “Elektromanyetik Radyasyon (EMR) Silahları: Atom Bombası Kadar Güçlü” raporunda şunları okuyabiliriz:

“Yakın zamanda gizliliği kaldırılmış ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı raporu şunları söylüyor; mikrodalgalar ile ilgili kapsamlı Sovyet araştırması insanın zihninin karışmasına, sinir rahatsızlıklarına, hatta kalp krizlerine neden olan yöntemlere yolu açabilir… Araştırmanın bir kopyası isteği üzerine Associated Press’e verildi. Pentagon ajansı, ulusal güvenlik zemininde gizli olduğunu söyleyerek araştırmanın bazı bölümlerini yayınlamayı reddetti.”

Daha da önemlisi, Bayan Welsh’in raporu 2001’de yayınlandığından bu yana, ABD, Aktif Yadsıma Sistemi (ADS) adını verdikleri bu sinsi teknolojiyi mükemmelleştirmeye devam ediyor. 2005’te New Scientist’in “ABD Ordusu yeni öldürücü – olmayan silahı arıyor: phaser’in prototipi mi?” başlıklı raporunda şunlar yazıyor:

“ABD Ordusu 2 kilometre uzaktan dayanılmaz ağrı nöbeti gönderen bir silahın geliştirilmesini finanse ediyor. Bu silahın isyancılara karşı kullanılması düşünülüyor, kurbanları zararsız bırakması amaçlanıyor. Ama ağrı araştırmacıları, ağrıyı kontrol etme amaçlı çalışmanın bir silah geliştirmek için kullanılmasına çok kızgınlar. Ve teknolojinin işkence için kullanılmasından korkuyorlar.”

Bu silahların “son” kullanılmasıyla ilgili, şunları okuyabiliriz: