21 Ocak 2012 Cumartesi

En Eskisinden En Yenisine Tüm Dinsel Meinlerde UFO

EN ESKİSİNDEN EN YENİSİNE KADAR TÜM DİNSEL METİNLERLERDE HEP AYNI ŞEYDEN BAHSEDİLİYOR UFO'LAR



Birbirlerinden uzak bütünüyle farklı topluluklarda benzer mitoslara, destanlara, inançlara ve ayrıntılara rastlıyoruz. Çok eski ve unutulan bir çağda, bu olaylar zinciri çeşitli toplumları etkilemiş; inançlarına, mitoslarına, kutsal kitaplarına geçmiştir.
Kanada Kızılderilileri'nin folklorunda sık sık yinelenen bir inanç vardır

"Yeryüzünde yaşayan insanlar önceden başka gezegenlerde yaşarlardı. Bütün însanlar, uzak gezegenlerden gelen hakın torunlarıdır"

Kraliçe Charlotte Adası sakinleri "ateş" saçan dairelerle yıldızlardan inen "Yüce Bİlgeler"den Navajoslar da uzaydan gelen, uzun süre yeryüzünde kalan, sonradan uzak dünyalara dönen varlıklardan sözederler.

Eski İnka geleneklerine göre. "Orjana", Venüs Gezegeni'n den gelmedir. Bu Tanrıça 70 çocuk doğurup, yeni bir ırk meydana getiriyor. Sonra geldiği gezegene geri dönüyor. Aynı şekilde "Viraşoka" da uzaydan gelen bir Tanrı’dır

Mayalaı'n efsanelerinde "Quetzalcoatl” olarak geçen ve Ona Amerika yerlilerine tarım, gökbilimi, mimarlık ve spiritüel konularda dersler verdiği söylenilen varlığın kökeni de hiç bir zaman anlışalamamıştır

Bu varlığın geldiği gibi yine gökyüzüııe doğru kanatlı bir gemiyle gittiğinden sözedilir. Bu uygarlık elçisi, Orta Amerika Kültürü üzerinde öyle silinmez izler bırakmıştır ki. Meksika'da adı hala saygıyla anılır.





YAKIN ZAMANDA KÖRFEZDE BULUNAN BALIK OLAYI İLE İLGİLİ GEÇMİŞTEN GELEN İLGİNÇ BİR HİKAYE 


Sümer Uygarlığı doğduğu sıralarda İran Körfezi yakınlarında son derece garip bir varlığın ortaya çıktığından sözedilir. Bu varlık kocaman bir balığı andırıyordu. Ya da o devirde bu varlığı öyle tanımladılar...

Balığa benziyordu ama ayakları ve yüzü insan gibiydi. Denizden çıkıp gelen bu varlık Mezopotamya'nın ilkel toplumuna onlanrın dilleriyle hitap etli. Onlara buğday ekmesini, akıllarından geçenleri yazmalarını, sayı saymalarını, kentler kurarak bunları yönetmek için kurallar meydana getirmelerini ve gökteki yıldızları gözlemlemelerini öğretti.

"Oannes" adıyla anılan ve "Balık- Tanrı " olarak nitelendirilen bu varlık, üstün bir öğretmen olsa gerek... Çünkü Dicle - Fırat Bölgesi dünyanın en ileri uygarlıklarından birini doğurarak, üstün yetenekli matematikçiler ve gökbilimciler yetiştirdi. "Oannes" ile ilgili aynnlılı araştırmalar yapan Andrew Tohomas "We Are Not The First" adlı kitabında konuyla ilgili şunları söylüyor:

"Oannes. uzay gemisiyle önce denize inip, sonra karaya çıkan, uzay giyisileri içinde balığa benzeyen bir kozmonot muydu?..."

Meksika kaynaklan 2000 yıl önce Alban Dağı'nda yerleşen ve günümüze dev heykeller bırakan geçmişleri bulunmayan “Olmekler” den söz eder. Genellikle destanlara göre. gökyüzünden gelen bu uygarlık yaratıcıları işlerini tamamladıkları sonra iz bırakmadan ortadan kaybolmuşlardır.

Mısır kökenli kaynaklarda "Dünya Dışı Astronotlar" sorunu daha belirgin olarak karşımıza çıkmakladır. Menfiste Firavunu ziyaret eden "Tanrı Ptah". uçan bir gemi kullanırdı. "Güneş Tanrısı RA" için. eski bir yazıt "Yıldızlarla Ay arasında dolaşırsın... Gökyüzü ile yeryüzü arasında Aton’un gemisini yönetirsin der

Yakutların cenazelerinde okunan bir dua da:

"Işıldayan arabalarıyla yıldızlardan inen ruhlar "dan sözedilir.

Yine aynı şekilde çok eski bir geçmişle Nil Ülkesi'ne üstün bir varlığın geldiği ve oradaki insanlara uygarlık aşıladığı Mısır'da hala söylenir.

En eskisinden en yenisine kadar tüm dinsel metinlere bugünkü bilgilerimiz. ışığı altında bir göz atacak olursak. Uzaylılara ve Uçandaireler'e göndermeler yapıldığı hatta bazı metinlerde açıkça bundan sözedildiği görülür.

Dünya'nın bilinen en eski dinsel kayalarından biri olan Mayalar'ın kutsal kitabı Popol Vuh'da; ilk insanların her şeyi bildikleri, gök kubbesi ile yeryüzünün her köşesini inceleyebildikleri yazılıdır.

Tibet'in kutsal kitapları olarak bilinen Kandshur ve Tandshur ile Hintliler’in Mahabarala Destanı'nın Ramayana Bölümü'nde

"Vimana" adı verilen daire biçiminde olan uzay araçları uzun uzun anlatılır. Bu kitaplarda, "Tanrılar"ın, içi görünen (saydam.) kürelerde oturdukları, bazı uçan gemilerin 1000 kadar yolcu taşıdıkları anlatılır. Bu konuda Mysore'deki "Uluslararası Sanskrit Araştırmaları Akademislerinin görüşü şöyledir:

"Sanskritçe'den çevirdiğimiz el yazmaları, havada, karada, denizde, gezegenden gezegene yolculuk edebilecek Özellikte son derece gelişmiş gemilerin çeşitlerini açıklıyor. Bu yazıt lara göre bunlar havada hareketsiz durabiliyorlar.

Hatta görünmez hala gelebiliyor ve çok uzaktaki düşman araçlarını sezebilecek güçte cihazlara sahip bulunuyorlardı."




YAKIN TARİH


Yakın tarihimize doğru baktığımızda da sonuç değişmiyor. Tüm belgeler uzaydan gelenlerin izleriyle dolu...

Romalı Tarihçi Livy Constantine 'in ordularına bir defasında bütün askerler tarafından görülen ve kendilerine yol göstermiş olan dairesel, parlak, sanki alev alev yanan gümüş renkli disklerden sözeder...

Jacques Vallee'nin "Pasport to Mıgonia" isimli eserinde ilk resmi UFO Araştırma heyetini kurduran bir Japon Generali’nden sözedilir. UFOlar'la ilgili ilk askeri ve resmi araştırmayı bu heyet yapmıştır.

GENERAL YORİTSUME OLAYI


Tarih 24 Eylül 1235... Zamanımızdan yaklaşık sekiz yüzyıl önce General Yoritsume ordusuyla birlikle konaklamıştı... İşte o gece yarısından sabaha kadar gökyüzünde ilgine bazı gelişmelere tanık oldular Gökyüzünde bir anda Ortaya çıkan esrarengiz ışıklar; güney - batı yönünde sağa sola ve dairesel hareketler yaparak dolaşmaya başladılar. General Yoritsume ve ordudaki herkes bu garip ışıkları sabaha kadar izlediler... General Yoritsume. olayla ilgili olarak o günün şartları içinde tam bilimsel bir araştırma yapılmasını emretti. Bunun üzerine orduda üst rütbeli subayların denetiminde bir araştırma başlatıldı ve çok geçmeden de bir rapor hazırlanarak General Yoritsume'ye sunuldu...

RAPORDA ŞÖYLE DENİLİYORDU 


Generalim, tanık olunan olay, tamamen doğal bir hadisedir. Kuvvetli bir rüzgar yıldızlan yerinden oynatmıştır."

 Bu rapor bize çok komik gelmesin. UFOlar ile ilgili en azından hu kadar komik raporlar, daha Sonraları ABD Hava Kuvvetlerinin ağzından da verilmiştir. Kuşkusuz yurdumuzda da gözlemlenen UFOlar'a "Venüs gezegenidir" yakıştırmalarını da unutmamak gerekir...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder