16 Ağustos 2012 Perşembe

Eseniler

                           



                             ESENİLER  KİMDİR


 Eseniler adı ile anılan bu gizemli insanlar sislerle kaplı bir tarihin içinden gelip yine bu sislerle kaplı tarihin içinde birden bire kaybolup gitmişlerdir..

Eseniler in yerleşmiş oldukları “ kumran vadisi “ yakınlarındaki bir mağarada bulunan ve ölü deniz tomarları olarak bilinen el yazmaları Eseniler ile ilgili önemli belgeler içren tek tarihi belgedir .

Varlıkları peygamberin geçeceği yolu hazırlamaya adanan ve sayıları binleri bulan bu gizemli topluluk hakkında klasik tarih Birkaç paragrafla yetinmiştir . Resmi tarih bilimince göz ardı edilen bu topluluk, daha sonraları geniş bir araştırmaya tutulmuş, ve ezoterik dinleri inceleyenler için son derece önemli anahtarların elde dilmesine olanak sağlamıştır..

Bu gizemli topluluğun günümüzden 2000 yıl önce yaşadığını biliyoruz, ancak ilk ne zaman ortaya çıktıkları ile ilgili elimizde Hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Eseniler Kumran merkezini M.Ö.31 de terk etmişlerdir neden ve nereye gittikleride kimse tarafından bilinmemektedir, ancak çok ilginç bir şekilde İsa'nın doğumundan altı yıl sonra yine aniden geri dönmüşler , merkezlerini yeniden kurmuşlar. Daha geniş toplantı salonları inşa etmişlerdir. İsa'nın doğumundan altı yıl sonra geriye dönmüş olmaları , Hiçbir şekilde tesadüfle açıklanabilecek bir şey değildir.

İnanılmaz bir tesadüfte İsa'nın doğumundan sonra

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Ölü Deniz Tomarları / Yazmaları



ÖLÜ DENİZ YAZMALARI

İnsanlık tarihi dinsel inançlar yönünden incelendiğinde, kutsal din metinlerinin azlığı dikkat çeker ve hatta eldeki örneklerin gerçekliği ve değiştirilmediği tartışma konusudur. Kuranı Kerim dışında bu tartışma yüzyıllardır sürmektedir. 1947´de bir çoban tarafından bulunan Ölü Deniz yazmaları ikibin yıllıktır ve Orta Doğu din tarihinin en eski belgeleridirler. Ama asıl önemli olan bu yazmaların, din tarihini ve güncel inançları değiştirebilecek içerikte olduğu iddialarıdır.

1947 yılında, Filistin´deki Ölü Deniz´in kuzeybatı kıyısındaki Qumran Vadisi´nde keçilerini otlatan Tamirahlı Muhammed AdDib adlı çoban çocuk, kaybolan keçisini bulmak için kayaların arasında dolaşırken, bir mağara girişiyle karşılaştı. Korka korka içeri girdiğinde, ağzı kapalı bir çömlekle karşılaştı. Muhammed bir taşla çömleği kırdı ama korkmuştu, öylece bırakıp kaçtı, ertesi gün bir arkadaşını yanına alarak tekrar mağaraya döndü, daha içerde başka çömlekler vardı. Ne bulduğunu bilmeyen ve çömlekleri içinde hazine bulma umuduyla kıran Muhammed´in buluşu, aslında yüzyılın en önemli buluşuydu. Genç çoban, 2000 yıl öncesinde yazılan "Ölü Deniz Belgeleri"ni bulmuştu. Daha sonraları araştırmacılar, yakındaki mağaralarda başka çömlekler de buldular. Karbon 14 deneyleri, belgelerin en azından 1900 yıllık olduğunu kanıtlıyor; buna karşın Tevrat´ın bilinen en eski kopyası ancak 1000 yıl öncesine aittir. İlk keşif Bedeviler tarafından 7 yazıtın bulunmasıydı ve bir araştırma başlatıldı. Bu araştırma yaklaşık on yıl sonra sona erdi. Ve sonunda 11 mağarada yine küplerin içinde yüzlerce parçalanmış yazıt bulundu. Aynı yıllarda arkeologlar mağaralara yakın bir yerleşim merkezini araştırıyorlardı.


10 Ağustos 2012 Cuma

Gizli Yer Altı Merkezleri






GİZLİ YER ALTI MERKEZLERİ


Arkeolojik kazılarda bulunan Hindistan ve Tibet kaynaklı bazı gizli yazılarda orta Asya nın altındaki son derece ileri seviyeli bir uygarlığın varlığından söz edilmektedir , bu bilgileri efsanelerde doğrular. Günümüze kadar gelen bütün ezoterik bilgilerde bu konu dile getirilmiştir.

Himalaya'ların kuzeyinde Hindukuş Dağlarının altında bazı yer altı kentlerinin bulunduğu açıkça ifade edilmiştir bu kente “yer altı cenneti” adının verilmiş olmasıda hayli ilginçtir

Elde edilen bilgilere göre bu Yer altı cennetin'de Dünya nın yüzeyi ile nadiren irtibat kuran “ Altın İnsanlar Irkı “ iskan etmektedir zaman zaman bir çok yönlerden yukarıya doğru uzanan tünellerden geçerek dış dünyaya çıktıkları ve bazı kişileri özel olarak eğitmek için yanlarına aldıkları söylenir, tünellerin girişlerinin doğunun kadim kentlerinin bazılarında saklı olduğu tahmin edilmektedir .



Sovyet bilginleri bundan yaklaşık 20 sene önce Azarbeycan'da bulunan “ Dipsiz Kuyu “ ile bir hayli ilgilenmişlerdi, çevre sakinlerinin belirttiklerine göre bu kuyudan insan seslerinin yanı sıra gök gürültüsüne benzer sesler çıkmakta ve zaman zamanda duvarlarında yeşilimsi mavi bir ışık görülmektedir, konuyla ilgili olmak üzere